Çeviriler
1 sayfadaki 1 sayfası
Çeviriler
eveet açılışı favori şarkılarımdan biriyle yapmak istiyorum:)
Pink Floyd-High hopes
Beyond the horizon of the place we lived when we were young
In a world of magnets and miracles
Our thoughts strayed constantly and without boundary
The ringing of the division bell had begun
Along the Long Road and on down the causeway
Do they still meet there by the Cut
There was a ragged band that followed our footsteps
Running before time took our dreams away
Leaving the myriad small creatures trying to tie us to the ground
To a life consumed by slow decay
The grass was greener
The light was brighter
With friends surrounded
The nights of wonder
Looking beyond the embers of bridges glowing behind us
To a glimpse of how green it was on the other side
Steps taken forwards but sleepwalking back again
Dragged by the force of some inner tide
At a higher altitude with flag unfurled
We reached the dizzy heights of that dreamed of world
Encumbered forever by desire and ambition
There`s a hunger still unsatisfied
Our weary eyes still stray to the horizon
Though down this road we`ve been so many times
The grass was greener
The light was brighter
The taste was sweeter
The nights of wonder
With friends surrounded
The dawn mist glowing
The water flowing
The endless river
Forever and ever
............................................................
Yaşadığımız yerin ufkunun ötesinde
gençtik
bir dünyanın, mıknatıs ve sihirlerin ...
Düşüncelerimiz serserice yolunu yitirdi kararlı
(serserisiz başıboş dolaştı, gene kararlı)
sınırdan yoksun ...
Pay edip bölme çanının çınlayışı (önceden) başlamıştı
Uzun Yol boyu Ve o sebep patikasından doğru aşağı,
onlar hala buluşurlar mı orada Kesik tarafınca.
Orada paçavraca bir topluluk, bir grup ahali vardı
adımlarımızı takibeden,
zamanın rüyalarımızı uzağa çalmasından önce koşan ...
Sayısız küçük yaratıkları bırakan;
bağlamayı deniyor bizi temele,
ağır bir çürüme tarafından tüketilmiş bir hayata ...
Çim, daha yeşil ...
Işık daha parlak,
arkadaşlar ile, çevrili.
Şaşkınlık ki merakın geceleri.
Bakıyorken ötesinde korun, közün,
ki köprülerinde sıcaklık verenin, arkamızdan;
.. ne kadar yeşil olduğuna dair öte yan`da, anlık bir görme`ye ...
Takınılan adımlar, ileride Fakat uyurgezerlik geri geldi;
çekilip sürüklenen, gücü`nde, daha iç bazı akınlarında .
Denizden daha yüksekçe bir mevkide ki bir bayrakla şemsiyelenen,
başdöndürücü yüksekliklere eriştik biz
dünyanın düş görülerinin ...
Arzu ve hırs ile
ayakbağı olan sonsuza dek
Hala bir açlık var tatmin edilememiş
Yorgun gözlerimiz hala başıboş, yolunu yitirebiliyor ufka doğru,
bu yolun diplerine çok seferler vurmuş olmamıza rağmen ...
Çim daha yeşil ...
Işık daha parlak,
( arkadaşlarımızla çevrilmiş..
`şaşırtmacanın merakında` geceleri
ya da merakı için sürpriz gelişlerin ...)
tatmak daha tatlı
geceleri merakın
arkadaşlarımızla çevrili
Şafak sisi, parlak, ateş ve çaba
ve akan su
bitişsiz bir nehir..
sonsuza ve sonsuza dek ...
Pink Floyd-High hopes
Beyond the horizon of the place we lived when we were young
In a world of magnets and miracles
Our thoughts strayed constantly and without boundary
The ringing of the division bell had begun
Along the Long Road and on down the causeway
Do they still meet there by the Cut
There was a ragged band that followed our footsteps
Running before time took our dreams away
Leaving the myriad small creatures trying to tie us to the ground
To a life consumed by slow decay
The grass was greener
The light was brighter
With friends surrounded
The nights of wonder
Looking beyond the embers of bridges glowing behind us
To a glimpse of how green it was on the other side
Steps taken forwards but sleepwalking back again
Dragged by the force of some inner tide
At a higher altitude with flag unfurled
We reached the dizzy heights of that dreamed of world
Encumbered forever by desire and ambition
There`s a hunger still unsatisfied
Our weary eyes still stray to the horizon
Though down this road we`ve been so many times
The grass was greener
The light was brighter
The taste was sweeter
The nights of wonder
With friends surrounded
The dawn mist glowing
The water flowing
The endless river
Forever and ever
............................................................
Yaşadığımız yerin ufkunun ötesinde
gençtik
bir dünyanın, mıknatıs ve sihirlerin ...
Düşüncelerimiz serserice yolunu yitirdi kararlı
(serserisiz başıboş dolaştı, gene kararlı)
sınırdan yoksun ...
Pay edip bölme çanının çınlayışı (önceden) başlamıştı
Uzun Yol boyu Ve o sebep patikasından doğru aşağı,
onlar hala buluşurlar mı orada Kesik tarafınca.
Orada paçavraca bir topluluk, bir grup ahali vardı
adımlarımızı takibeden,
zamanın rüyalarımızı uzağa çalmasından önce koşan ...
Sayısız küçük yaratıkları bırakan;
bağlamayı deniyor bizi temele,
ağır bir çürüme tarafından tüketilmiş bir hayata ...
Çim, daha yeşil ...
Işık daha parlak,
arkadaşlar ile, çevrili.
Şaşkınlık ki merakın geceleri.
Bakıyorken ötesinde korun, közün,
ki köprülerinde sıcaklık verenin, arkamızdan;
.. ne kadar yeşil olduğuna dair öte yan`da, anlık bir görme`ye ...
Takınılan adımlar, ileride Fakat uyurgezerlik geri geldi;
çekilip sürüklenen, gücü`nde, daha iç bazı akınlarında .
Denizden daha yüksekçe bir mevkide ki bir bayrakla şemsiyelenen,
başdöndürücü yüksekliklere eriştik biz
dünyanın düş görülerinin ...
Arzu ve hırs ile
ayakbağı olan sonsuza dek
Hala bir açlık var tatmin edilememiş
Yorgun gözlerimiz hala başıboş, yolunu yitirebiliyor ufka doğru,
bu yolun diplerine çok seferler vurmuş olmamıza rağmen ...
Çim daha yeşil ...
Işık daha parlak,
( arkadaşlarımızla çevrilmiş..
`şaşırtmacanın merakında` geceleri
ya da merakı için sürpriz gelişlerin ...)
tatmak daha tatlı
geceleri merakın
arkadaşlarımızla çevrili
Şafak sisi, parlak, ateş ve çaba
ve akan su
bitişsiz bir nehir..
sonsuza ve sonsuza dek ...
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Deep Purple-Soldier of Fortune(Ganimet avcısı)
I have often told you stories
sana sık sık hikayeler anlattım
About the way I lived the life of a drifter
bir serserinin hayatını nasıl yaşadığıma dair
Waiting for the day When I'd take your hand And sing you songs
elini tutup sana şarkılar söyleyeceğim günü bekleyerek
Then maybe you would say Come lay with me love me
'gel yanıma uzan ve beni sev' diyecektin
And I would surely stay
ve ben tabii ki yanında kalacaktım
But I feel I'm growing older
ama giderek yaşlandığımı hissediyorum
And the songs that I have sung
ve söylediğim şarkılar
Echo in the distance
uzaklarda yankılanıyor
Like the sound Of a windmill goin' 'round
tıpkı dönüp duran bir yel değirmeninin sesi gibi
I guess I'll always be A soldier of fortune
sanırım ben hep bir ganimet avcısı olarak kalacağım
Many times I've been a traveller
o zamanlar bir yolcu oldum
I looked for something new
yeni bir şeyler aradım
In days of old
eskinin günlerinde
When nights were cold
soğuk gecelerde
I wandered without you
sensiz dolandım durdum
But those days
ama o günlerde
I thougt my eyes Had seen you standing near
gözlerimin seni yanımda dururken gördüğünü düşündüm
Though blindness is confusing
körlük kafa karıştırsa da
It shows that you're not here
senin orada olmadığını gösteriyor sonuçta
Now I feel I'm growing older
artık giderek yaşlandığımı hissediyorum
And the songs that I have sung
ve söylediğim şarkılar
Echo in the distance
uzaklarda yankılanıyor
Like the sound Of a windmill goin' 'round
tıpkı dönüp duran bir yel değirmeninin sesi gibi
I guess I'll always be A soldier of fortune
sanırım ben hep bir ganimet avcısı olarak kalacağım
Yes, I can hear the sound Of a windmill goin' 'round
Evet duyabiliyorum, Dönüp duran bir yeldeğirmeninin sesini
I guess I'll always be A soldier of fortune
sanırım ben hep bir ganimet avcısı olarak kalacağım
I have often told you stories
sana sık sık hikayeler anlattım
About the way I lived the life of a drifter
bir serserinin hayatını nasıl yaşadığıma dair
Waiting for the day When I'd take your hand And sing you songs
elini tutup sana şarkılar söyleyeceğim günü bekleyerek
Then maybe you would say Come lay with me love me
'gel yanıma uzan ve beni sev' diyecektin
And I would surely stay
ve ben tabii ki yanında kalacaktım
But I feel I'm growing older
ama giderek yaşlandığımı hissediyorum
And the songs that I have sung
ve söylediğim şarkılar
Echo in the distance
uzaklarda yankılanıyor
Like the sound Of a windmill goin' 'round
tıpkı dönüp duran bir yel değirmeninin sesi gibi
I guess I'll always be A soldier of fortune
sanırım ben hep bir ganimet avcısı olarak kalacağım
Many times I've been a traveller
o zamanlar bir yolcu oldum
I looked for something new
yeni bir şeyler aradım
In days of old
eskinin günlerinde
When nights were cold
soğuk gecelerde
I wandered without you
sensiz dolandım durdum
But those days
ama o günlerde
I thougt my eyes Had seen you standing near
gözlerimin seni yanımda dururken gördüğünü düşündüm
Though blindness is confusing
körlük kafa karıştırsa da
It shows that you're not here
senin orada olmadığını gösteriyor sonuçta
Now I feel I'm growing older
artık giderek yaşlandığımı hissediyorum
And the songs that I have sung
ve söylediğim şarkılar
Echo in the distance
uzaklarda yankılanıyor
Like the sound Of a windmill goin' 'round
tıpkı dönüp duran bir yel değirmeninin sesi gibi
I guess I'll always be A soldier of fortune
sanırım ben hep bir ganimet avcısı olarak kalacağım
Yes, I can hear the sound Of a windmill goin' 'round
Evet duyabiliyorum, Dönüp duran bir yeldeğirmeninin sesini
I guess I'll always be A soldier of fortune
sanırım ben hep bir ganimet avcısı olarak kalacağım
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Deep Purple-Child in time
Sweet child in time,you'll see the line
the line that's drawn between the good and the bad
see the blind man,he's shooting at the world
the bullets flying,they're taking toll.
If you've been bad,Lord i bet you have
and you've not been hit by flying lead
you'd better close your eyes
you'd better bow your head
wait for the ricochet
ooo
I'm crying for yoy day and night
ooo
aaa
I wanna hear you say
aaa
Sweet child in time,you'll see the line
the line that's drawn between the good of us and the bad of us
see the blind man,he's shooting at the world
the bullets flying,they're killing everyone
if you've been bad,Lord i bet you have
and you've not been hit by flying lead
you'd better close your eyes
you'd better bow your head
wait for the ricochet
ooo
I wanna be inside you
ooo
aaa
I gotta hear you sing
aaa
---------------------------------------------
Zamanın tatlı çocuğu,çizgiyi göreceksin
İyi ve kötüyü ayıran çizgiyi
Kör adamı gör,dünyaya ateş ediyor
Mermiler uçuyor,çanları vuruyor
Eğer sen kötü olsaydın,yemin ederim
Uçan kurşun tarafından vurulmayacaktın
Gözlerini kapatman daha iyi olurdu
Başını eğmen daha iyi olurdu
Bekle
Senin için gece gündüz ağlıyorum
Söylediklerini duymak istiyorum
Zamanın tatlı çocuğu,çizgiyi göreceksin
İyi ve kötüyü ayıran çizgiyi
Kör adamı gör,dünyaya ateş ediyor
Mermiler uçuyor,çanları vuruyor
Eğer sen kötü olsaydın,yemin ederim
Uçan kurşun tarafından vurulmayacaktın
Gözlerini kapatman daha iyi olurdu
Başını eğmen daha iyi olurdu
Bekle
İçinde olmak istiyorum
Şarkını duymak istiyorum
Sweet child in time,you'll see the line
the line that's drawn between the good and the bad
see the blind man,he's shooting at the world
the bullets flying,they're taking toll.
If you've been bad,Lord i bet you have
and you've not been hit by flying lead
you'd better close your eyes
you'd better bow your head
wait for the ricochet
ooo
I'm crying for yoy day and night
ooo
aaa
I wanna hear you say
aaa
Sweet child in time,you'll see the line
the line that's drawn between the good of us and the bad of us
see the blind man,he's shooting at the world
the bullets flying,they're killing everyone
if you've been bad,Lord i bet you have
and you've not been hit by flying lead
you'd better close your eyes
you'd better bow your head
wait for the ricochet
ooo
I wanna be inside you
ooo
aaa
I gotta hear you sing
aaa
---------------------------------------------
Zamanın tatlı çocuğu,çizgiyi göreceksin
İyi ve kötüyü ayıran çizgiyi
Kör adamı gör,dünyaya ateş ediyor
Mermiler uçuyor,çanları vuruyor
Eğer sen kötü olsaydın,yemin ederim
Uçan kurşun tarafından vurulmayacaktın
Gözlerini kapatman daha iyi olurdu
Başını eğmen daha iyi olurdu
Bekle
Senin için gece gündüz ağlıyorum
Söylediklerini duymak istiyorum
Zamanın tatlı çocuğu,çizgiyi göreceksin
İyi ve kötüyü ayıran çizgiyi
Kör adamı gör,dünyaya ateş ediyor
Mermiler uçuyor,çanları vuruyor
Eğer sen kötü olsaydın,yemin ederim
Uçan kurşun tarafından vurulmayacaktın
Gözlerini kapatman daha iyi olurdu
Başını eğmen daha iyi olurdu
Bekle
İçinde olmak istiyorum
Şarkını duymak istiyorum
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Scorpions-Still loving you
Time, it needs time
Zaman, zaman gerek
To win back your love again
Aşkını geri kazanmak için
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
Love, only love
Aşk, sadece aşk
Can bring back your love someday
Sevgini bir gün geri getirebilir
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
I'll fight, babe, I'll fight
Savaşacağım, bebeğim, savaşacağım
To win back your love again
Aşkını geri kazanmak için
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
Love, only love
Aşk, sadece aşk
Can bring back your love someday
Sevgini bir gün geri getirebilir
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
A :
[ If we'd go again
Eğer tekrar gitseydik
All the way from the start
Baştan beri tüm yolu
I would try to change
Değiştirmeye çalışırdım
The things that killed our love
Aşkımızı öldüren şeyleri
Your pride has built a wall, so strong
Gururun bir duvar ördü, çok güçlü
That I can't get through
İçinden geçemediğim
Is there really no chance
Gerçekten hiç şans yok mu
To start once again
Bir kez daha başlamak için ]
I'm loving you
Seni seviyorum
Try, baby try
Çalış, bebeğim, çalış
To trust in my love again
Aşkıma tekrar güvenmeye
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
Love, our love
Aşk, aşkımız
Just shouldn't be thrown away
Öylece fırlatıp atılmamalı
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
A tekrar
Yes, I've hurt your pride
Evet, gururunu kırdım
And I know what you've been through
Ve neler yaşadığını biliyorum
You should give me a chance
Bana bir şans vermelisin
This can't be the end
Bu son olamaz
I'm still loving you
Seni hala seviyorum
I'm still loving you
Seni hala seviyorum
I need your love
Sevgine ihtiyacım var
I'm still loving you
Seni hala seviyorum
Time, it needs time
Zaman, zaman gerek
To win back your love again
Aşkını geri kazanmak için
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
Love, only love
Aşk, sadece aşk
Can bring back your love someday
Sevgini bir gün geri getirebilir
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
I'll fight, babe, I'll fight
Savaşacağım, bebeğim, savaşacağım
To win back your love again
Aşkını geri kazanmak için
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
Love, only love
Aşk, sadece aşk
Can bring back your love someday
Sevgini bir gün geri getirebilir
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
A :
[ If we'd go again
Eğer tekrar gitseydik
All the way from the start
Baştan beri tüm yolu
I would try to change
Değiştirmeye çalışırdım
The things that killed our love
Aşkımızı öldüren şeyleri
Your pride has built a wall, so strong
Gururun bir duvar ördü, çok güçlü
That I can't get through
İçinden geçemediğim
Is there really no chance
Gerçekten hiç şans yok mu
To start once again
Bir kez daha başlamak için ]
I'm loving you
Seni seviyorum
Try, baby try
Çalış, bebeğim, çalış
To trust in my love again
Aşkıma tekrar güvenmeye
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
Love, our love
Aşk, aşkımız
Just shouldn't be thrown away
Öylece fırlatıp atılmamalı
I will be there, I will be there
Orada olacağım, orada olacağım
A tekrar
Yes, I've hurt your pride
Evet, gururunu kırdım
And I know what you've been through
Ve neler yaşadığını biliyorum
You should give me a chance
Bana bir şans vermelisin
This can't be the end
Bu son olamaz
I'm still loving you
Seni hala seviyorum
I'm still loving you
Seni hala seviyorum
I need your love
Sevgine ihtiyacım var
I'm still loving you
Seni hala seviyorum
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Rolling Stones-Angie
Angie, angie, when will those clouds all disappear?
Angie, angie, where will it lead us from here?
With no loving in our souls and no money in our coats
You cant say were satisfied
But angie, angie, you cant say we never tried
Angie, youre beautiful, but aint it time we said good-bye?
Angie, I still love you, remember all those nights we cried?
All the dreams we held so close seemed to all go up in smoke
Let me whisper in your ear:
Angie, angie, where will it lead us from here?
Oh, angie, dont you weep, all your kisses still taste sweet
I hate that sadness in your eyes
But angie, angie, aint it time we said good-bye?
With no loving in our souls and no money in our coats
You cant say were satisfied
But angie, I still love you, baby
Evrywhere I look I see your eyes
There aint a woman that comes close to you
Come on baby, dry your eyes
But angie, angie, aint it good to be alive?
Angie, angie, they cant say we never tried
angie,
angie,
bu kara bulutlar ne zaman kaybolacak?
angie,
angie,
bizi buradan nerelere götürecek?
ruhlarımızda sevgi ve cebimizde para yokken,
pek tatmin olduğumuzu söyleyemezsin..
ama angie,
angie,
asla denemediğimizi söyleyemezsin..
angie,
güzelsin evet..
ama hoşçakal demenin zamanı gelmedi mi?
angie,
seni hala seviyorum
beraber ağladığımız o geceleri hatırla..
beraber düşlediğimiz tüm hayaller uçuverdi sanki
kulağına fısıldamama izin ver..
angie,
angie,
bizi buradan nerelere götürecek?
oh angie sakın ağlama,
bütün öpücüklerin hala tatlı
gözlerindeki bu üzgünlük beni kahrediyor..
ama angie,
angie,
hoşçakal demenin zamanı gelmedi mi?
ruhlarımızda sevgi ve cebimizde para yokken,
pek tatmin olduğumuzu söyleyemezsin..
ama angie seni hala seviyorum bebeğim
nereye baksam gözlerini görüyorum..
sana yaklaşabilecek tek bir kadın yok
hadi bebeğim gözlerini durula..
ama angie,
angie,
hayatta olmak güzel değil mi?
angie,
angie,
asla denemediğimizi söyleyemezler..
Angie, angie, when will those clouds all disappear?
Angie, angie, where will it lead us from here?
With no loving in our souls and no money in our coats
You cant say were satisfied
But angie, angie, you cant say we never tried
Angie, youre beautiful, but aint it time we said good-bye?
Angie, I still love you, remember all those nights we cried?
All the dreams we held so close seemed to all go up in smoke
Let me whisper in your ear:
Angie, angie, where will it lead us from here?
Oh, angie, dont you weep, all your kisses still taste sweet
I hate that sadness in your eyes
But angie, angie, aint it time we said good-bye?
With no loving in our souls and no money in our coats
You cant say were satisfied
But angie, I still love you, baby
Evrywhere I look I see your eyes
There aint a woman that comes close to you
Come on baby, dry your eyes
But angie, angie, aint it good to be alive?
Angie, angie, they cant say we never tried
angie,
angie,
bu kara bulutlar ne zaman kaybolacak?
angie,
angie,
bizi buradan nerelere götürecek?
ruhlarımızda sevgi ve cebimizde para yokken,
pek tatmin olduğumuzu söyleyemezsin..
ama angie,
angie,
asla denemediğimizi söyleyemezsin..
angie,
güzelsin evet..
ama hoşçakal demenin zamanı gelmedi mi?
angie,
seni hala seviyorum
beraber ağladığımız o geceleri hatırla..
beraber düşlediğimiz tüm hayaller uçuverdi sanki
kulağına fısıldamama izin ver..
angie,
angie,
bizi buradan nerelere götürecek?
oh angie sakın ağlama,
bütün öpücüklerin hala tatlı
gözlerindeki bu üzgünlük beni kahrediyor..
ama angie,
angie,
hoşçakal demenin zamanı gelmedi mi?
ruhlarımızda sevgi ve cebimizde para yokken,
pek tatmin olduğumuzu söyleyemezsin..
ama angie seni hala seviyorum bebeğim
nereye baksam gözlerini görüyorum..
sana yaklaşabilecek tek bir kadın yok
hadi bebeğim gözlerini durula..
ama angie,
angie,
hayatta olmak güzel değil mi?
angie,
angie,
asla denemediğimizi söyleyemezler..
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Just Feel Better-Santan feat. Steven Tyler
She said i feel stranded
And i can't tell anymore
If i'm coming or i'm going
It's not how i planned it
I've got a key to the door
But it just won't open
And i know, i know, i know
Part of me says let it go
That life happens for a reason
I don't, i don't, i don't
Because it never worked before
But this time, this time
I'm gonna try anything to just feel better
Tell me what to do
You know i can't see through the haze around me
And i do anything to just feel better
And i can't find my way
Girl i need a change
And i do anything to just feel better
Any little thing that just feel better
She said i need you to hold me
I'm a little far from the shore
And i'm afraid of sinking
You're the only one who knows me
And who doesn't ignore
That my soul is weeping
I know, i know, i know
Part of me says let it go
Everything must have a season
Round and round it goes
And every day's the one before
But this time, this time
I'm gonna try anything that just feels better
Tell me what to do
You know i can't see through the haze around me
And i do anything to just feel better
I can't find my way
God i need a change
And i'd do anything to just feel better
Any little thing that just feel better
I'm tired of holding on
To all the things i ought to leave behind, yeah
It's really getting old, and
I think i need a little help this time!
Yeah
[guitar solo]
I'm gonna try anything to just feel better
Tell me what to do
You know i can't see through the haze around me
And i do anything to just feel better
And i can't find my way
God i need a change
And i do anything to just feel better
Any little thing that just feel better
------------------------------------------------------------
Güç durumda hissettiğini söylüyor
Ve ben daha fazla bir şey diyemiyorum
Eğer geliyorsam veya gidiyorsam
Planladığım gibi değil
Kapının anahtarı bende
Ama açılmayacak
Ve biliyorum,biliyorum,biliyorum
Bir yanım bırak gitsin diyor
Hayat bir nedene bağlı
Yapamam,yapamam,yapamam
Daha önce hiç yolunda gitmedi
Ama artık,artık
Daha iyi hissetmek için birşey deneyeceğim
Söyle ne yapmalı
Sis yüzünden etrafımdakileri göremiyorum biliyorsun
Ama daha iyi hissetmek için birşeyler yapıyorum
Yolumu bulamıyorum
Kızım değişime ihtiyacım var
Daha iyi hisstmek için birşey yapıyorum
Daha iyi hissettirecek herhangi birşey
Beni tutmana ihtiyacım var diyor
Kıyıdan az uzaktayım
Batmaktan korkuyorum
Beni anlayan tek kişisin
Ruhum gözyaşı döküyor
Biliyorum,biliyorum,biliyorum
Bir yanım bırak gitsin diyor
Herşeyin bir zamanı vardır
Sürekli aynı dönence
Her günün bir öncesi vardır
Ama artık,artık
Daha iyi hissetmek için birşey yapacağım
Söyle ne yapmalı
Sis yüzünden etrafımdakileri göremiyorum biliyorsun
Ama daha iyi hisstmek için birşey yapıyorum
Yolumu bulamıyorum
Tanrım değişime ihtiyacım var
Daha önce de daha iyi hisstmek için birşey yaptım
Daha iyi hissttirecek küçük şeyler
Tutmaktan yoruldum
Herşeyi ardımda bırakmalıyım
Gerçekten gittikçe yaşlanıyorum
Bence artık küçük bir yardıma ihtiyacım var
Hey
She said i feel stranded
And i can't tell anymore
If i'm coming or i'm going
It's not how i planned it
I've got a key to the door
But it just won't open
And i know, i know, i know
Part of me says let it go
That life happens for a reason
I don't, i don't, i don't
Because it never worked before
But this time, this time
I'm gonna try anything to just feel better
Tell me what to do
You know i can't see through the haze around me
And i do anything to just feel better
And i can't find my way
Girl i need a change
And i do anything to just feel better
Any little thing that just feel better
She said i need you to hold me
I'm a little far from the shore
And i'm afraid of sinking
You're the only one who knows me
And who doesn't ignore
That my soul is weeping
I know, i know, i know
Part of me says let it go
Everything must have a season
Round and round it goes
And every day's the one before
But this time, this time
I'm gonna try anything that just feels better
Tell me what to do
You know i can't see through the haze around me
And i do anything to just feel better
I can't find my way
God i need a change
And i'd do anything to just feel better
Any little thing that just feel better
I'm tired of holding on
To all the things i ought to leave behind, yeah
It's really getting old, and
I think i need a little help this time!
Yeah
[guitar solo]
I'm gonna try anything to just feel better
Tell me what to do
You know i can't see through the haze around me
And i do anything to just feel better
And i can't find my way
God i need a change
And i do anything to just feel better
Any little thing that just feel better
------------------------------------------------------------
Güç durumda hissettiğini söylüyor
Ve ben daha fazla bir şey diyemiyorum
Eğer geliyorsam veya gidiyorsam
Planladığım gibi değil
Kapının anahtarı bende
Ama açılmayacak
Ve biliyorum,biliyorum,biliyorum
Bir yanım bırak gitsin diyor
Hayat bir nedene bağlı
Yapamam,yapamam,yapamam
Daha önce hiç yolunda gitmedi
Ama artık,artık
Daha iyi hissetmek için birşey deneyeceğim
Söyle ne yapmalı
Sis yüzünden etrafımdakileri göremiyorum biliyorsun
Ama daha iyi hissetmek için birşeyler yapıyorum
Yolumu bulamıyorum
Kızım değişime ihtiyacım var
Daha iyi hisstmek için birşey yapıyorum
Daha iyi hissettirecek herhangi birşey
Beni tutmana ihtiyacım var diyor
Kıyıdan az uzaktayım
Batmaktan korkuyorum
Beni anlayan tek kişisin
Ruhum gözyaşı döküyor
Biliyorum,biliyorum,biliyorum
Bir yanım bırak gitsin diyor
Herşeyin bir zamanı vardır
Sürekli aynı dönence
Her günün bir öncesi vardır
Ama artık,artık
Daha iyi hissetmek için birşey yapacağım
Söyle ne yapmalı
Sis yüzünden etrafımdakileri göremiyorum biliyorsun
Ama daha iyi hisstmek için birşey yapıyorum
Yolumu bulamıyorum
Tanrım değişime ihtiyacım var
Daha önce de daha iyi hisstmek için birşey yaptım
Daha iyi hissttirecek küçük şeyler
Tutmaktan yoruldum
Herşeyi ardımda bırakmalıyım
Gerçekten gittikçe yaşlanıyorum
Bence artık küçük bir yardıma ihtiyacım var
Hey
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Nightwish-Sleeping Sun
The sun is sleeping quietly
Once upon a century
Wistful oceans calm and red
Ardent caresses laid to rest
For my dreams i hold my life
For wishes i behold my night
The truth at the end of time
Losing faith makes a crime
I wish for this night-time
To last for a lifetime
The darkness around me
Shores of a solar sea
Oh how i wish to go down with the sun
Sleeping
Weeping
With you
Sorrow has a human heart
From my god it will depart
I'd sail before a thousand moons
Never finding where to go
Two hundred twenty-two days of light
Will be desired by a night
A moment for the poet's play
Until there's nothing left to say
I wish for this night-time...
I wish for this night-time...
Sessizce batıyor güneş
Bir yüzyılın üzerine
Hasret dolu okyanuslar ılık ve kızıl
İstek dolu kucaklaşma istirahate çekildi
Düşlerim icin hayatımı durdurdum
Dileklerim icin gecelerimi durdurdum
Ve en sonunda gerçek
Yok olan sadakatin günah işlediğiydi
Sessizce batıyor güneş
Bir yüzyılın üzerine
Hasret dolu okyanuslar ılık ve kızıl
İstek dolu kucaklaşma istirahate çekildi
Düşlerim icin hayatımı durdurdum
Dileklerim icin gecelerimi durdurdum
Ve en sonunda gerçek
Yok olan sadakatin günah işlediğiydi
Bu geceyi hayatıma son vermek icin diledim
Etrafım karanlık - sahilde grup
Nasıl isterim güneşle birlikte batmayı
Batmak
Ağlamak
Seninle
Tanrıdan ayrılacak olan keder insan kalbindedir
Nereye gittiğimi bulmaksızın acıldım denize
Gece tarafından istenecek olan ısığın 222 günü
Şairin oyunundan bir an
Ta ki söylenmemiç hiçbir şey kalmayana dek
The sun is sleeping quietly
Once upon a century
Wistful oceans calm and red
Ardent caresses laid to rest
For my dreams i hold my life
For wishes i behold my night
The truth at the end of time
Losing faith makes a crime
I wish for this night-time
To last for a lifetime
The darkness around me
Shores of a solar sea
Oh how i wish to go down with the sun
Sleeping
Weeping
With you
Sorrow has a human heart
From my god it will depart
I'd sail before a thousand moons
Never finding where to go
Two hundred twenty-two days of light
Will be desired by a night
A moment for the poet's play
Until there's nothing left to say
I wish for this night-time...
I wish for this night-time...
Sessizce batıyor güneş
Bir yüzyılın üzerine
Hasret dolu okyanuslar ılık ve kızıl
İstek dolu kucaklaşma istirahate çekildi
Düşlerim icin hayatımı durdurdum
Dileklerim icin gecelerimi durdurdum
Ve en sonunda gerçek
Yok olan sadakatin günah işlediğiydi
Sessizce batıyor güneş
Bir yüzyılın üzerine
Hasret dolu okyanuslar ılık ve kızıl
İstek dolu kucaklaşma istirahate çekildi
Düşlerim icin hayatımı durdurdum
Dileklerim icin gecelerimi durdurdum
Ve en sonunda gerçek
Yok olan sadakatin günah işlediğiydi
Bu geceyi hayatıma son vermek icin diledim
Etrafım karanlık - sahilde grup
Nasıl isterim güneşle birlikte batmayı
Batmak
Ağlamak
Seninle
Tanrıdan ayrılacak olan keder insan kalbindedir
Nereye gittiğimi bulmaksızın acıldım denize
Gece tarafından istenecek olan ısığın 222 günü
Şairin oyunundan bir an
Ta ki söylenmemiç hiçbir şey kalmayana dek
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Nirvana-Come as you are
Come as you are, as you were
Gel olduğun gibi, önceden olduğun gibi
As I want you to be
Olmanı istediğim gibi
As a friend, as a tramp, as an old enemy
Arkadaş gibi, serseri gibi, eski bir düşman gibi
Take your time, hurry up
Vakit kaybetme, çabuk ol
The choice is yours don't be late
Seçim senin, geç kalma
Take a rest, as a friend, as an old memory
Biraz dinlen, arkadaş gibi, eski bir hatıra gibi
Memory
Hatıra
Come dowsed in mud, soaked in bleach
Gel, çamura bulanmış, beyazlatıcıya batmış şekilde
As I want you to be
Olmanı istediğim gibi
As a trend, as a friend, as an old memory
Bir moda gibi, arkadaş gibi, eski bir hatıra gibi
Memory
Hatıra
And I swear that I don't have a gun
Ve yemin ederim ki silahım yok
Memory
Hatıra
Memory, and I don't have a gun
Hatıra, ve silahım yok
And I swear that I don't have a gun
Ve yemin ederim ki silahım yok
No, I don't have a gun
Hayır, silahım yok
Memory...
Hatıra
Come as you are, as you were
Gel olduğun gibi, önceden olduğun gibi
As I want you to be
Olmanı istediğim gibi
As a friend, as a tramp, as an old enemy
Arkadaş gibi, serseri gibi, eski bir düşman gibi
Take your time, hurry up
Vakit kaybetme, çabuk ol
The choice is yours don't be late
Seçim senin, geç kalma
Take a rest, as a friend, as an old memory
Biraz dinlen, arkadaş gibi, eski bir hatıra gibi
Memory
Hatıra
Come dowsed in mud, soaked in bleach
Gel, çamura bulanmış, beyazlatıcıya batmış şekilde
As I want you to be
Olmanı istediğim gibi
As a trend, as a friend, as an old memory
Bir moda gibi, arkadaş gibi, eski bir hatıra gibi
Memory
Hatıra
And I swear that I don't have a gun
Ve yemin ederim ki silahım yok
Memory
Hatıra
Memory, and I don't have a gun
Hatıra, ve silahım yok
And I swear that I don't have a gun
Ve yemin ederim ki silahım yok
No, I don't have a gun
Hayır, silahım yok
Memory...
Hatıra
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Queen-The show must go on:'( (show is going on Freddie)
Empty spaces - what are we living for
Boş alanlar - ne için yaşıyoruz
Abandoned places - I guess we know the score
Terk edilmiş yerler - Sanırım sebebini biliyoruz
On and on
Sürüp gidiyor
Does anybody know what we are looking for
Neyi aradığımız bilen birileri var mı?
Another hero another mindless crime
Yeni bir kahraman, yeni bir aptalca suç
Behind the curtain in the pantomime
Perdenin arkasında, pandomimde
Hold the line
Sınırı tut
Does anybody want to take it anymore
Buna daha fazla tahammül etmek isteyen var mı?
The show must go on
Şov devam etmeli
The show must go on
Şov devam etmeli
Inside my heart is breaking
İçimde kalbim parçalanıyor
My make-up may be flaking
Makyajım dökülüyor olabilir
But my smile still stays on
Ama gülümsemem hala duruyor
Whatever happens I'll leave it all to chance
Ne olursa olsun tamamen şansa bırakacağım
Another heartache another failed romance
Yeni bir kalp ağrısı, yeni bir başarısız aşk macerası
On and on
Sürüp gidiyor
Does anybody know what we are living for
Ne için yaşadığımız bilen birileri var mı
I guess I'm learning
Sanırı öğreniyorum
I must be warmer now
Şimdi daha sıcak olmalıyım
I'll soon be turning round the corner now
Yakında köşeden dönüyor olacağım
Outside the dawn is breaking
Dışarda şafak söküyor
But inside in the dark I'm aching to be free
Ama içerde karanlıkta, özgür olmak için acı çekiyorum
The show must go on
Şov devam etmeli
The show must go on - yeah
Şov devam etmeli - evet
Ooh inside my heart is breaking
Ooh içimde kalbim parçalanıyor
My make-up may be flaking
Makyajım dökülüyor olabilir
But my smile still stays on
Ama gülümsemem hala duruyor
Yeah, oh oh oh
Evet, oh oh oh
My soul is painted like the wings of butterflies
Ruhum kelebeklerin kanadı gibi boyalı
Fairy tales of yesterday will grow but never die
Dünün peri masalları büyüyecek ama asla ölmeyecek
I can fly - my friends
Uçabiliyorum - dostlarım
The show must go on - yeah
Şov devam etmeli - evet
The show must go on
Şov devam etmeli
I'll face it with a grin
Bununla gülerek yüzleşeğim
I'm never giving in
Asla teslim olmayacağım
On with the show
Şovla birlikte
I'll top the bill
Başı çekeceğim
I'll overkill
Sınırı aşacağım
I have to find the will to carry on
Devam edecek arzuyu bulmalıyım
On with the, On with the show
Şov ile, şov ile
The show must go on, go on, go on, go on, ...
Şov devam etmeli, etmeli, etmeli,...
Empty spaces - what are we living for
Boş alanlar - ne için yaşıyoruz
Abandoned places - I guess we know the score
Terk edilmiş yerler - Sanırım sebebini biliyoruz
On and on
Sürüp gidiyor
Does anybody know what we are looking for
Neyi aradığımız bilen birileri var mı?
Another hero another mindless crime
Yeni bir kahraman, yeni bir aptalca suç
Behind the curtain in the pantomime
Perdenin arkasında, pandomimde
Hold the line
Sınırı tut
Does anybody want to take it anymore
Buna daha fazla tahammül etmek isteyen var mı?
The show must go on
Şov devam etmeli
The show must go on
Şov devam etmeli
Inside my heart is breaking
İçimde kalbim parçalanıyor
My make-up may be flaking
Makyajım dökülüyor olabilir
But my smile still stays on
Ama gülümsemem hala duruyor
Whatever happens I'll leave it all to chance
Ne olursa olsun tamamen şansa bırakacağım
Another heartache another failed romance
Yeni bir kalp ağrısı, yeni bir başarısız aşk macerası
On and on
Sürüp gidiyor
Does anybody know what we are living for
Ne için yaşadığımız bilen birileri var mı
I guess I'm learning
Sanırı öğreniyorum
I must be warmer now
Şimdi daha sıcak olmalıyım
I'll soon be turning round the corner now
Yakında köşeden dönüyor olacağım
Outside the dawn is breaking
Dışarda şafak söküyor
But inside in the dark I'm aching to be free
Ama içerde karanlıkta, özgür olmak için acı çekiyorum
The show must go on
Şov devam etmeli
The show must go on - yeah
Şov devam etmeli - evet
Ooh inside my heart is breaking
Ooh içimde kalbim parçalanıyor
My make-up may be flaking
Makyajım dökülüyor olabilir
But my smile still stays on
Ama gülümsemem hala duruyor
Yeah, oh oh oh
Evet, oh oh oh
My soul is painted like the wings of butterflies
Ruhum kelebeklerin kanadı gibi boyalı
Fairy tales of yesterday will grow but never die
Dünün peri masalları büyüyecek ama asla ölmeyecek
I can fly - my friends
Uçabiliyorum - dostlarım
The show must go on - yeah
Şov devam etmeli - evet
The show must go on
Şov devam etmeli
I'll face it with a grin
Bununla gülerek yüzleşeğim
I'm never giving in
Asla teslim olmayacağım
On with the show
Şovla birlikte
I'll top the bill
Başı çekeceğim
I'll overkill
Sınırı aşacağım
I have to find the will to carry on
Devam edecek arzuyu bulmalıyım
On with the, On with the show
Şov ile, şov ile
The show must go on, go on, go on, go on, ...
Şov devam etmeli, etmeli, etmeli,...
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
Geri: Çeviriler
Nick Cave-Where the wild roses grow(yaban güllerinin yetiştiği yer)
They call me The Wild Rose
Beni Yaban Gülü diye çağırırlar
But my name was Elisa Day
Fakat benim adım Elisa Day
Why they call me it I do not know
Bilmem ki neden beni böyle çağırırlar
For my name was Elisa Day
Çünkü benim adım Elisa Day
From the first day I saw her I knew she was the one
Onu gördüğüm ilk günden beri, biliyordum o aradığım kişiydi
She stared in my eyes and smiled
Gözlerimin içine baktı ve gülümsedi
For her lips were the colour of the roses
Dudakları güllerin rengindeydi
That grew down the river, all bloody and wild
Nehrin aşağısında yetişenlerden, kan renkli ve yabani
When he knocked on my door and entered the room
Kapımı çalıp, odaya girdiğinde
My trembling subsided in his sure embrace
Ürpertim onun kat'i kucaklamasıyla yatıştı
He would be my first man, and with a careful hand
İlk aşkım olabilirdi, ve nazik elleri
[Chorus]
He wiped at the tears that ran down my face
Yüzümden kayan gözyaşlarını sildi
On the second day I brought her a flower
İkinci gün ona bir çiçek götürdüm
She was more beautiful than any woman I'd seen
Tüm kadınlardan daha güzeldi o, şu ana kadar gördüğüm
I said, 'Do you know where the wild roses grow
Dedim ki: "Biliyor musun yaban güllerinin yetiştiği yeri,
So sweet and scarlet and free?'
O kadar tatlı ve al ve özgür ki
On the second day he came with a single red rose
İkinci gün tek bir kırmızı gülle geldi
Said: 'Will you give me your loss and your sorrow'
Dedi ki: 'Bahşeder misin bana kaybını ve kederini?'
I nodded my head, as I lay on the bed
Başımla onayladım, yatağa uzanırken
He said, 'If I show you the roses, will you follow?'
Dedi ki: 'beni takip eder misin, sana gülleri gösterirsem?'
[Chorus]
On the third day he took me to the river
Üçüncü gün beni nehre götürdü
He showed me the roses and we kissed
Bana gülleri gösterdi ve öpüştük
And the last thing I heard was a muttered word
Duyduğum son şey fısıltılı bir sözdü
As he knelt (stood smiling) above me with a rock in his fist
Yumruğundaki bir kayayla, önümde diz çökülüydü(gülümseyerek durdu)
On the last day I took her where the wild roses grow
Son gün onu yaban güllerinin yetiştiği yere götürdüm
And she lay on the bank, the wind light as a thief
Ve banka uzandığında rüzgar bir hırsız gibi konmuştu
And I kissed her goodbye, said, 'All beauty must die'
Ve elveda öpücüğü verdim, dedim ki: 'bütün güzellikler ölmeli'
And lent down and planted a rose between her teeth
Ve eğildim ve dişlerinin arasına bir gül yerleştirdim
[Chorus]
They call me The Wild Rose
Beni Yaban Gülü diye çağırırlar
But my name was Elisa Day
Fakat benim adım Elisa Day
Why they call me it I do not know
Bilmem ki neden beni böyle çağırırlar
For my name was Elisa Day
Çünkü benim adım Elisa Day
From the first day I saw her I knew she was the one
Onu gördüğüm ilk günden beri, biliyordum o aradığım kişiydi
She stared in my eyes and smiled
Gözlerimin içine baktı ve gülümsedi
For her lips were the colour of the roses
Dudakları güllerin rengindeydi
That grew down the river, all bloody and wild
Nehrin aşağısında yetişenlerden, kan renkli ve yabani
When he knocked on my door and entered the room
Kapımı çalıp, odaya girdiğinde
My trembling subsided in his sure embrace
Ürpertim onun kat'i kucaklamasıyla yatıştı
He would be my first man, and with a careful hand
İlk aşkım olabilirdi, ve nazik elleri
[Chorus]
He wiped at the tears that ran down my face
Yüzümden kayan gözyaşlarını sildi
On the second day I brought her a flower
İkinci gün ona bir çiçek götürdüm
She was more beautiful than any woman I'd seen
Tüm kadınlardan daha güzeldi o, şu ana kadar gördüğüm
I said, 'Do you know where the wild roses grow
Dedim ki: "Biliyor musun yaban güllerinin yetiştiği yeri,
So sweet and scarlet and free?'
O kadar tatlı ve al ve özgür ki
On the second day he came with a single red rose
İkinci gün tek bir kırmızı gülle geldi
Said: 'Will you give me your loss and your sorrow'
Dedi ki: 'Bahşeder misin bana kaybını ve kederini?'
I nodded my head, as I lay on the bed
Başımla onayladım, yatağa uzanırken
He said, 'If I show you the roses, will you follow?'
Dedi ki: 'beni takip eder misin, sana gülleri gösterirsem?'
[Chorus]
On the third day he took me to the river
Üçüncü gün beni nehre götürdü
He showed me the roses and we kissed
Bana gülleri gösterdi ve öpüştük
And the last thing I heard was a muttered word
Duyduğum son şey fısıltılı bir sözdü
As he knelt (stood smiling) above me with a rock in his fist
Yumruğundaki bir kayayla, önümde diz çökülüydü(gülümseyerek durdu)
On the last day I took her where the wild roses grow
Son gün onu yaban güllerinin yetiştiği yere götürdüm
And she lay on the bank, the wind light as a thief
Ve banka uzandığında rüzgar bir hırsız gibi konmuştu
And I kissed her goodbye, said, 'All beauty must die'
Ve elveda öpücüğü verdim, dedim ki: 'bütün güzellikler ölmeli'
And lent down and planted a rose between her teeth
Ve eğildim ve dişlerinin arasına bir gül yerleştirdim
[Chorus]
Lenore- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 10/12/08
Yaş : 31
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz